Fransaya Söylenecek Söz Çok Ama
Batı dünyası çabuk dize getirilirde Ortadoğu halklarının gözü kör olsun. Osmanlı 400 yıl bu topraklarda adaletle, merhametle ve hukukla bölgeyi idare etti. Kimsenin burnu bile kanamadı.
Aslı astarı olmayan, Ermenilere Osmanlı imparatorluğu döneminde “(1915) soykırım yapıldı” teraneleri, uzun müddetten beri Türk kamuoyunu meşgul etmektedir
.
Değerli okuyucular 1915 yılında çıkarılan yönetmelik Ermeni kökenli Osmanlı vatandaşlarının daha güvenli bölgelere götürülerek iskân edilmesidir. Doğru olan budur. Eğer Doğu Anadolu’daki ermeni çetecilerinin ve Rus ajanlarının ve de Fransız ajanlarının yaptıklarını bilmek mecburiyetindeyiz. Dünyanın neresinde görülmüş güvenli bölgeye yerleştirmenin adı soykırım olsun. Bunu akıl, izan ve insaf kabul edemez. Doğru olanda budur. (Sadece Fransız Albay Morel’in yaptıkları bunun için yeterlidir)
Asılsız olan soykırım yalanı, son olarak Fransa parlemonto ve senatosu tarafından da kabul edildi. Türk devleti sıkıştırılmaya çalışılıyor. Durumdan vazife çıkarmaya çalışan Sarkozi ve ekibi, bu teraneye alet olan Fransa Parlemonto ve senatosu Türk'leri ve Türk devletini töhmet altında bırakıp, bir taşla birkaç kuş birden vuracağa benziyor.
Yaklaşan seçimlerde, Fransa'daki azınlık Ermeni'lerin oyunu almak, belki durumunu kurtarabilecek olan Sarkozi ve avanesi, Batı dünyasının arka bahçelerinde, saklı duran Türk'lerden ve onların Mümtaz dinlerinden bir çekinceleri vardı ve asırlardır devam etmektedir. Bu tür ayak oyunlarıyla akıllarınca Türk devleti ve Müslümanlara ders vermeye çalışmaktadırlar, yetmedi, Avrupa birliği devletleri bir ekonomik çıkmaz içerisindeler, bir krizdir sarmış Avrupa’yı, ay geçmiyor ki Avrupa birliğinden bir kriz sesi yükselmesin. İşsizlik, işten çıkarmalar, yabancı işçilere olan talebin azalması, kendi ülke insanına iş bulamama korkusu, Avrupa birliği devletlerinin açmazlarındandır.
Tam bu sırada, “ denize düşen yılana sarılır” mantığı ile ilk akla gelen yabancı işçileri memleketlerine geri dönüşe zorlamak, fikri Sarkozi'yi ve batıyı bir dertten daha kurtarmaya sesile kılınmaktadır. Bitmedi daha bu soykırım yalanını dünyaya yutturulabilirse, haklı olarak sözde masum Ermeni devleti Türkiye'den tazminat talebini gündeme getirecek, arkasından toprak talepleri gündemin birinci sırsında arzı endam edecek. Gördünüz mü?
Bir masum yalan ve iftiranın yıllar sonra yaptığı tahribatı, Avrupalılar, bir yandan sözde masum insanlara sözde yardımda bulunurlarken, bir yandan da, kendilerince asırların korkularını, biraz olsun başlarından defetmeyi başaracaklar, Türk devleti kendi başının derdine düşecek, Hıristiyan batı ise “Peşin satan tüccar” misali ayak ayak üzerinde, dudağında piposu bunun keyfini çıkaracaktır...
Uyanık olursak bu oyunu bozarız, tahriklere kapılmadan, yükte hafif pahada ağır nesnelerle Sarkozi ve ekibinin gizli, hain tuzaklarını ve hesaplarını boşa çıkaracak, kötülükleri ters tepecek, bunu göstermek için bir ve beraber olmak zorundayız. Millet ve devlet olarak bir ve beraber olmak zorundayız. Haydi, milletim, haydi devletim, göster kendini, metanetini koruyarak, Fransa’ya, Fransa gibi düşünenlere derslerini verme zamanı. Yol uzun ve meşakkatli, ama bu meşakkatli yolu aşmak zorundayız, yardımcılarımız olmasa da.
Ah bir birlik olabilsek bölgede, basit hesaplar peşinde koşan batı okullarında tahsil görmüş bir batılı mantığı ile bizi değerlendirmeyecek, bölge devletleri ve başındaki koltuk sevdalıları, bir uyanabilseler, Türk devletinin onlar için asırlarca ne sıkıntılara göğüs gerdiğini bir kavrayabilseler, neler olmaz ki! Ofluyacak, pofluyacak zaman yok, zaman mücadele zamanı, zaman metanet zamanı, zaman Türk milletinin onur ve haysiyetini koruma zamanıdır. Bugün küslük, düşmanlık ve bencillik olamaz. Hedef ileri, güçlü, mutlu ve sözü dinlenir kadir bir Türkiye olmalıdır.
“YAŞASIN TÜRK MİLLETİ, YAŞASIN MİLLETİN MÜCADELESİ ..."
#