Acı Badem Kokusu
şubat
kıştır
kuzey
yarımkürede
…
buz
tutar
göller
çığ
düşer
yollara
doğuda
kuşlar
yapışır
dallara
ince
ayaklarından
…
erzincan
dağlarından
sert
rüzgârlar
eser
üçbin
metre
üstünden
karasu
muratla
buluşur
vadileri
dolanır
hırçın
fırat
…
karlar
erir
buğday
arpa
çavdar
kokusuyla
dolar
tarlalar
koyunlar
bilmez
otlakta
ayaklarının
altında
saklıdır
kıymetli
element
…
bilim
çalışır
tetkikatta
erzincanda
ecnebi
kimyager
dağıtır
eritir
kayaları
işçilerin
eliyle
yayılır
taşınır
dünyaya
katarkatar
paramparça
cevahir
…
ara
ki
bulasın
atan
yüreği
şimdi
posası
çıkarılmış
çatlak
toprağın
altında
gömülü
durur
toryum
titanyum
selenyum
kapkara
ocaklar
kerli
ferli
araçlar
işbirlikçi
çakarlı
siyaset
işgalci
düşman
şirketin
avukatı
var
savcı
iddiayı
tutar
evrakı
hâkim
dosya
açar
kapar
mühür
vurur
tıp
doktor
rapor
imza
atar
ceza
yazar
polis
korur
jandarma
etrafı
çevirir
…
derinlikte
yürek
çarpmaz
karanlıkta
soluk
çıkmaz
bu
topraktan
bıçak
kesmez
karanlığı
gündüzü
geceye
döndüren
yağmadan
benekli
alabalık
değil
taze
yosun
değil
acı
badem
kokusu
yakar
genzi
çünkü
kuzey
yarımkürede
bir
ülke
otuzaltı
kırkiki
kuzey
paralelleri
yirmialtı
kırkbeş
doğu
meridyenleri
…
yazlar
sıcak
ve
kurak
kışlar
ılıman
ve
yağışlı
bir
şubat
günü
aktı
kustu
zehir
zıkkım
birikimi
üstümüze
…
ekvatorun
altında
afrikada
değilmiş
kuşlar
bile
ölürmüş
bir
yerde
ölürmüş