Deli Eder İnsanı Bu Dünya
Deli eder insanı bu dünya;
Bu gece, bu yıldızlar, bu koku,
Bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç.
Orhan Veli’nin dayanılmaz çığlığı…
İnsanı deli eden ne? Ya da insanı bu kadar basit şeyler deli edebilir mi? ‘Deli olmak’ ve ‘deli’ olmak. Biri hepimizin bildiği akıl sağlığını yitirmek; diğeri delirmek yoluyla kendini ispatlamak. Yani mecnunluk hali. Sıradan aklı aşmak. İşte gerçek manada akıllılık… O zaman bu dünyanın insanı delirtmesi son derece mantıklı ve erişilmesi gereken bir mertebe mi? Manevi anlamda evet. Bu kokunun, bu yıldızların, bu gecenin, bu dünyanın kısacası çevremizdeki her şeyin bizi delirtmesi, çıldırtması. Var olan geceyi, gündüzü, yıldızı, güneşi, dünyayı aşıp görünmeyene ulaşmak. Görünenle görünmeyen, söylenenle söylenmeyen arasındaki ince bağı akıl ile sonlandırmak. Söylenmeyeni söylenende görünür kılmak. İşte gerçek düşünceleri ifade şekli budur. İnsanı bitkiden, hayvandan ayıran en özelliği de aklıdır. İnsanı insandan ayıran özelliği de kişinin ‘kendi aklıdır’. Hatta aklının yüceliğidir. Bu akıl yüceliği de sıradan aklı aşabilmekten geçer hiç şüphesiz.
Evet deli eder insanı bu dünya… Bu gece, bu koku, bu yalnızlık, bu hüzün, bu karmaşa ve bu şiir…
#