Hayatın Akışını Durdurmak...
Önüme bir nehir çıktı. Yoluma devam edebilmem için nehri geçmem lazım.
Hayatın tarifi nedir sizce? Uzun gibi görünen ama aslınsa kısa bir çizgi üzerinde "... yaptım,... yapacağım,...başladım,...başlayacağım..." diye sıralanıp giden kabarık bir liste ve insan. Hayat bu mudur? Hep geçmiş ve gelecek zamandan ibaret. Yani pişmanlık ve hayal.
Bir taraftan geriye bakıp "tüh, keşke" derken; bir taraftan da "belki, olabilir, acaba" diyerek geçen bir hayat. Planlarla ve hayallerle başlıyoruz yarına, keşkelerle geçen bir günü geride bırakıyoruz, belki de amaçsızca bu günü yaşıyoruz. Elbette herkesin bir hayali ya da hayalleri vardır. Hep kafamızda kurarız bir şeyler. Peki ya bunların kaçta kaçı gerçek olur ya da hangilerini gerçekleştiririz kurduğumuz planların. Tam da hayatın sonuna gelindiğinde - ölüme beş kala mesela- elimizde hala kabarık bir liste olması ve içinde "yapacaklarım, yaşayacaklarım, seveceklerim..." diye sıralanmış bir yığın plan. Bekler mi bizi dersiniz Azrail! İşte "gözü açık gitmek" tabiri vardır ya tam da böyle bir şey için söylenmiş olsa gerek. Hala yapılacak bir şeyler varken gitmek. Erken veda... En azından sevmeden, sevilmeden gitmemek...
İşte o uzun çizgi... Düşünüldüğünde ne de çabuk bitiyormuş değil mi? Aslında yol ve gidilecek yer hep aynı farklı olan; yaşam tarzlarımız ve yaşadıklarımız. Kime hayat uzuun bir roman, kimine ise kısa bir rüya gibi gelir ya, işte o hayatta birikimlerimizin sonucudur. Daha doğrusu birikimlerimizin...
Yürüyorum...
Önüme bir nehir çıktı. Yoluma devam edebilmem için nehri geçmem lazım. Sizce durup suyun kesilmesini mi beklemeliyim yoksa bir an önce çözümler üretip karşıya mı geçmeliyim?
Şimdi bunu hayat olarak düşünelim. Hayatta böyle değil midir? Biz kenarda beklesek de beklemesek de, karşıya geçsek de geçmesek de akmaya devam ediyor, edecek. Su akarken etrafından nasıl bir şeyler götürür, yatağını aşındırırsa; hayat da akarken 'zaman'dan götürüyor. Hayatın akışını durduramayız, o zaman hayatın akışına gitmeliyiz. (ama hayatın akışına 'kapılmadan'). Ya risk alıp suya atlayacağız ya da "bir gün gelecek" deyip bekleyeceğiz. Ve en kötüsü de nedir biliyor musunuz? "Hiç gelmeyecek olanı beklemek".
Şimdi siz karar verin beklemek mi, risk almak mı? Ama unutmayın ilerlemek belki de risk almaktadır.
Saygı ve sevgilerimle
Hayırlı Ramazanlar...
#