Şehrin Sesinde Saklıdır Yalınca
Akordeon sesi geliyor dışarıdan.
Doğrulup kalkıyorum yerimden.
Uzanıveriyorum kapının önüne.
Tıpkı bir yılanın,
Başını testiden çıkarması gibi.
Tıpkı suların birbirini bulması gibi
Kendiliğinden.
Bir genç, akordeon çalıyor.
Bir ihtiyar, kemanıyla dost.
Pastanenin kenarından,
Apartmanların pencerelerine baka baka
Yaklaşıyor sokak çalgıcıları.
Bazı katlardan başlar sarkıyor.
Bozuk paralar çarpıyor betona.
Camlar açılıp kapanıyor bazı katlardan.
Akordeon durmaksızın titriyor.
Ve titretiyor bir şeyleri inceden inceye.
Burası, burası değil de
Başka bir yer olsa gerek şimdi, diyor yanımdaki:
İspanya, Yunanistan, İtalya…
Bir gün evvel mırıldandığım şarkıyı
Üflüyor ya körüğü akordeonun! diyorum.
Burası hepsidir işte.
Ve hiçbiridir yine.
Ayaklarımın arasına düşüyor sevimli şık!
Ayaklarımın arasına düşüyor şimdi sevimli şık!
Üşüyen yüreğim,
Şık şık!
İlk defa neşeyle karışık.
İlk defa neşeyle karışık
Kapıyor havada fırıl fırıl dönen parayı ihtiyar kemancı.
Melodi değişti.
Fakat değiştirmeyecek
Kapalı perdeleri pencerelerde.
Değiştirmeyecek kabız ruhlarda solgun şehir dumanlarını
Değiştirecek ancak tebessümlerde
Yalınca.
#